Karagöz Travel   Karagöz Travel
Karagöz Turizm Instagram Karagöz Turizm Facebook
Türsab
Bursa'dan Kütahya'ya Trenle Yolculuk
Bursa’dan Kütahya’ya trenle gidilir mi hiç demeyin, gidilir.
Bursa’dan Orhaneli, sonra da Harmancık istikametine giderseniz. Balıkesir-Kütahya ve Bursa il sınırlarının kesiştiği noktada Gökçedağ istasyonu karşılar sizi...

Nisan sabahları serin olur. Güneş bir an önce çıksın ve ortalığı ısıtsın diye bekler herkes, hatta doğa bile. İstasyonda bekleyen adam ellerini ovuştururken bir taraftan da hareket saatlerinin yazılı olduğu panoya bakıyordu. Az gerisinde 30 yaşlarında bir bayan gözlerini raylara dikmiş, hareketsiz bir şekilde oturuyordu.  “Sessiz kendi halinde bir kasaba burası. Pek vasıta geçmez ama merak etme tren mutlaka gelir” dedi adam, ellerini hala ovuşturuyordu. Kasaba da ki sessizliği kırmızı boyalı trenin motor gürültüsü bozdu. Makinist düdük çalma ihtiyacı bile duymadı. İstasyonda bulunan bir kaç insan çantalarını paketlerini hazırladılar, elleri çantalarla doldu. Tren yavaşladı, durdu. Sepetler, çantalar ve çuvallar dolduruldu trene... İstasyon görevlisi herşeyin hazır olduğu işaretini verdi. Adam şimdi her iki eliyle “bayanı” uğurluyordu. “Kütahya’ya varınca ara beni, haber ver sağ salim ulaştığını” diye seslendi. Tren yavaş yavaş hareket ederken, sevgiliyle eller yavaş yavaş birbirinden koptu, ardından gözler. Adam, kanatlanmak trenin yanında uçmak istedi bir an. Tren ufukta kayboluncaya kadar el salladı. Belki de başka elleri onun elleri sanarak.


Ayrılıklar, kavuşmalar hep sakinleşti artık, duruldu. Gözyaşları, kucaklaşmalar azaldı galiba  garlarda. Camın ardında kalan sevgililer sanki biraz daha uzaklaştı, yabancılaştı. Yoksa trensiz bir şehirde büyüyen bana mı öyle geliyor?
Değirmisaz, istasyonuna gelmişiz. Vagonda bulunan camlardan bazıları açık ve içeriyi hoş bir esinti yalıyor. Uykum geldi.Uzaklarda tek tük köyler, ve doğanın kokusu; Çam ve kekik kokusu geliyor burnuma. Güzel bakımlı bir istasyon daha; Emirler... Bir kişi indi galiba, ve ikisi bindi.

Bursalılar trene hasrettir. Mudanya -Bursa arasında çalışan treni yaşayanlar hariç ne yeni nesil bilir tren zevkini ne de yakın gelecekteki nesil bilecek gibi görünmüyor.

Bu insanlar için tatil demek büyük şehre gitmek demek hala trene binmek demek. Kompartıman seçmek, vagon seçmek ve sağınızda solunuzda akıp giden manzarayı seyretmek demek. Takada tukada, takada tukada sesi bir saatten sonra ninni gibi geliyor kulağa. Her kompartıman küçük bir oda gibi. Yeşil veya mavi meşinden koltukları var. Pencerenin önünde küçük bir sehpası. Koltukların üzerinde ise alüminyumdan bagaj yeri. Uçuşan perdelerde Devlet demiryolları logosu var. Eski vagonların camlarında ayyıldız da bulunurmuş.

Tavşanlı’ya gelmişiz. Eski istasyonun yerine kötü bir bina yapılmış. Dudak bükmekte haklıyım. Siz de görseniz bana hak verirsiniz.

Mevsim baharsa yazsa, tren yolculuğunun en güzel yanı pencerede yolculuk yapmaktır.Saçlarınızı rüzgara bırakmak, rüzgar teninizi yaladıkça yanan yüzünüzü geri çekmek ve daha sonra başınızı yine dışarı uzatmak. Tren yolu bir o yana bir bu yana kıvrılırken önünüzdeki veya arkanızda kalan vagonlara bakmak “hani geliyorlar mı” diye bu işin en tatlı yanıdır. Trenin kırmızı boyalı lokomotifinin oyuncak tren gibi virajlarda bir görünüp, bir kaybolmasını, tünele girmesini, çıkmasını izlerken diğer pencerelerdeki yolcularla ortak bu anı paylaşmak tarifi zor bir heyecandır.

Güzelyurt, Köprüören istasyonları...ve bu istasyonlarda yaşanan kısa misafirlikler.
Tren yavaş yavaş istasyonları geride bırakırken nice hayaller kurulur, anılar gelir aklınıza ve terk ederken içiniz burkulur. Bir daha oradan ne zaman geçersiniz bilinmez. Ve bir daha oradan geçtiğinizde istasyondaki bakışları aynı yerinde bulurmusunuz, kimbilir?.

Yoncalıhamam, Demirciören derken tren yolunun kenarında baharın ilk konukları gelincikleri kimse fark etmiyor. Ne ipeksi kırmızılığını, ne narinliğini, ne kırılganlığını. Papatya kümeleri de var. Yeşil fışkırmaya başlamış.

Her gördüğünü içeriye dönerek annesi ve babasıyla paylaşan küçük kız çocuğu yorulmadan usanmadan el sallıyor Kütahya’ya varmadan önce uğradığımız son istasyonlarda ki insanlara ve yol boyunca tarlalarda çalışanlara. Hatta öpücük bile gönderdi onlara kırk yıllık dost gibi. Rayların yalnız bekçileri yol bekçilerinin yalnızlığına da ortak oldu küçük kız.

Bir sayfa daha çevirdi kitabından tekli koltukta oturan amca, gözlüğünün üzerinden dışarı baktı. “Kütahya’ya geldik mi ? “diye sordu.

Doğanın sesi ve kokusu ile yaptığımız bu kısa tren yolculuğu sanki içimizi yıkadı, huzur bulduk. Herhangi bir yolculuk gibi yük olmadı, sırtımıza binmedi. Çinilerle bezeli yeni tren istasyonunun orta kapısından dışarı doğru yürürken arkamda yine sallanan eller, hasretle buluşan insanlar var, ve onların hepsi demiryolların tadını biliyorlar...

24 Nisan 2006 Fotoğraf: Balıköy İstasyonu / Uğur ÇELİKKOL

Türsab  Türkiye

Karagöz Turizm Instagram  Karagöz Turizm Facebook

Gizlilik Politikası  Kullanım Şartları  Hesap Numaralarımız  Ödeme Şartları  İş Başvurusu

© 2020 Karagöz Turizm ve Seyahat Acentası

Profornet