YENIKAPI KAZILARINDA SONA DOGRU
Turizm Gazetecileri ve Yazarları Derneği (TUYED), İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü işbirliği ile Yenikapı'daki Marmaray ve metro inşaatının yapıldığı arkelojik kazı alanına bir inceleme gezisi düzenledi. Kazı alanı sorumlusu arkeolog Yaşar Anılır'dan kazılara ilişkin son bilgileri alan TUYED üyeleri, sona yaklaşılan kazılarda ortaya çıkarılan bazı eserleri yerinde görme fırsatı buldu.
Arkeoloji Müzesi olarak metro istasyonunun geçeceği Ana Merkez alandaki çalışmalarını tamamladıklarını açıklayan arkeolog Yaşar Anılır, "Şu anda bu alanda Marmaray inşaatına başlanabilir. Jeologların miosen dediği son noktaya geldik, ana toprağa indik. Bulduklarımızı Arkeoloji Müzesi'nde teşhir edeceğiz. Buradan çıkan mezarlar belki 2010 yılında müzede sergilenecek." dedi.
Acelemiz yok, kazı ne zaman biterse o zaman gideriz
Kazılarda ortaya çıkarılan eserlerin sayısının bu ay itibariyle 12 bin 600'e ulaştığını bildiren Anılır, Marmaray inşaatının gecikmesi nedeniyle kazıların aceleye getirildiği iddialarına yanıt verdi. Medyaya da yansıyan bu iddiayı reddeden Yaşar Anılır, "Kazıları metro inşaatı aksayacak diye aceleye getirseydik, şimdi ulaştığımız eserleri bulmamız mümkün olmazdı. Bizim zaman sınırımız yok, kazı ne zaman biterse o zaman bu alandan gideceğiz." diye konuştu.
Marmaray Projesi'nin gerçekleştirileceği alandaki kazılarda ana toprağa indiklerini, eksi 8,5-10 metre arasına kadar geldiklerini söyleyen Anılır, metro kazısında ana toprağa henüz gelmediklerini, eksi 7,78 metre mesafede olduklarını kaydetti.
Marmaray inşaatı arkeoloji için büyük şans
Türkiye'de ilk defa böylesine büyük bir alanda ve balçığın içinde kazı yaptıklarını ifade eden arkeolog Anılır, TUYED üyelerinin kazının bütçesine ilişkin sorularını da yanıtladı. Anılır, bütçe konusunun kendilerini ilgilendirmediğini belirterek şöyle konuştu: "Büyükşehir Belediyesi ve Ulaştırma Bakanlığı kazıların masraflarını karşılıyor. Burada böyle bir inşaata başlanmamış olsaydı bu kadar büyük bir kazı yapma imkanımız asla olmazdı, kimse bu kadar parayı karşılamazdı. Şu anda zorunlu bir kurtarma kazısı yapıyoruz. Bir anlamda buradan metro inşaatının geçmesi arkelojik açıdan büyük bir şans oldu."
İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü'nün Yenikapı'da yaptığı kazının son durumu ve alandaki son bulgular özetle şöyle:
* 2004 yılının kasım ayında arkeolojik kazı çalışmaları başladı. Şu anda kazı alanının büyük bir kısmında iş bitti, sadece batı tarafta çalışmalar devam ediyor.
* Kazıları İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü yapıyor, bulunanlar da İstanbul Üniversitesi tarafından kaldırılıyor. Marmaray metro kazılarında 350 kişi çalışıyor, bunun 50'si teknik eleman; aralarında 5 mimar, 4 fotoğrafçı, serbest arkeologlar vs. gibi elemanlar var.
* Kazı yapılan alan 11 bin m2, metro inşaatının olduğu alanın tamamı ise 58 bin m2.
* Bu bölge Bizans döneminde Theodosius Limanı olarak bilinmekteydi. Kazı alanının ilk katmanında Osmanlı dönemine ait eserler, onun altında 13. yy'dan kalma bir kilise kalıntısı bulundu. Bu kilise Anıtlar Kurulu kararıyla kesilip daha sonra yerine monte edilmek üzere kaldırıldı.
* Öte yandan MS. 11. ve 16. yy'a ait 33 tane gemi batığı ortaya çıkarıldı. Bu batıkların çoğu kaldırıldı, birkaç tanesi alanda özel olarak muhafaza ediliyor. Batıklarının çoğunlukla ticaret yapan gemiler olduğu düşünülüyor.
* Kazı, bir deniz tabanı üzerinde gerçekleştirildi. Jeologlar burada MÖ. birinci 1000'den itibaren bir deniz tabanı olduğunu ifade ediyor; son kazıda da MÖ. 4 yy'a ait seramikler ortaya çıktı. MS. 11. yy'de denizin dolduğu ve limanın terk edildiği anlaşılıyor.
* Deniz tabanının altında ikinci bir deniz tabanı daha vardı. Jeologlar tarih olarak MÖ. 5200 yıllarını veriyor.
* Neolotik döneme ilişkin ortaya çıkarılan kalıntılar arasındaki ölü küpleri de bir ilkti. O döneme ilişkin ilk kez ölülerin yakıldığına ilişkin bulgular tespit edildi. Anadolu'da daha önce ölülerin yakıldığına ilişkin bulguya rastlanmamıştı.
* Ölü gömü şekli konusunda da bir ilke rastlandı. Bir mezarın altında ahşap ızgaralar vardı, yanında başka bir ölü küpü çıktı.
* Toprak altında eksi 8,5 seviyelerinde 123 tane ağaç ortaya çıkarıldı, bu da bir ilkti. Bu ağaçlar temizlendi, kaldırıldı; incelemeler sürüyor.
Tsunami tezi çürüdü
* Kazılar İstanbul'un tarihinde tsunami diye bir şey olmadığını ortaya koydu. Arkeolog Yaşar Anılır'a göre çünkü bulunan gemi batıklarının hepsi düz bir alana yayılmıştı, dağınık bir alana yayılmamıştı. Herşey düz bulundu. Tsunami olsaydı kalıntılar dağınık vaziyette olurdu.
* Theodosius Limanı’nın altındaki katmanda M.Ö. 6.500’lü yıllara ait olduğu tahmin edilen 4 insan iskeleti ile ahşap savunma silahları, ahşap eşyalar ve kano kürekleri bulundu. Daha önce İstanbul’un çevrelerinde neolotik döneme ait bulgulara rastlanılmıştı ancak tarihi yarımada da ilk kez böyle bulgular ortaya çıkarıldı.
İstanbul'un tarihi değişti
* Neolotik (Cilalı Taş Devri) dönem bataklık içinde 'urne' tipi 8 bin yıllık tarihi mezarlar bulundu. Anadolu tarihinde bir ilk olan mezarların ortaya çıkarılmasıyla, İstanbul'da tarihin ilk insan topluluklarının yaşadığı kesinleşmiş oldu.
Eski çağlarda mezarlıklarda yapılan gömüler, çoğunlukla normal gömme, kimi zaman da yakarak gömme şeklinde oluyordu. Yakılarak gömülmüş ölülerin külleri ve yakma töreninden geriye kalanlar çoğu kez urne (pişmiş toprak kap) denilen kaba, bazen de tekne ve kapaktan oluşan "ostothek" ya da "larnax" denen küçük taş, mahfaza içine konuyordu.
Kremasyon gömülerde yani ceset yakılmışsa ölen kişinin giysisi, süs eşyaları veya örneğin okla öldüyse bu ok kabın içine konurdu. Bilinen kremasyon gömü şekli Anadolu arkeolojisinde bugüne kadar erken tunç çağında görüldü. Ancak bu gömü şekli, 8 bin yıl öncesine dayanan Neolitik dönem kazılarında rastlanılan bir durum değildi.
Bu tip gömü şekli, ilk kez Yenikapı'da devam eden Marmaray kazıları sırasında ortaya çıktı. Urnelerin içinde ölülerin özel eşyaları ile bir beze sarılı küller ve bunun üzerine günlük kullanım kapları konulduğu görüldü. Ayrıca bir urne içinde de bebek iskeletine ait kemikler bulundu. Uzmanlar, buranın bir mezarlık olma ihtimalinin yüksek olduğunu söylüyor. Daha önce bulunan eserler için yapılan, dere yatağı ile başka yerlerden taşındığı görüşünün son buluntularla çürüdüğü kaydediliyor.
NEOLİTİK ÇAĞ NEDİR?
Neolitik Çağ (M.Ö 8.000-5.500) ya da diğer adıyla Cilalı Taş Devri’nde önceki devirlere göre daha sert ve daha düzgün taş aletler yapıldı. Topraktan veya kilden yapılan kaplar ateşte pişirildi, bunun sonucunda seramik sanatı başladı. Bu devirdeki insanlar bilgi ve teknikte önceki dönemlere göre oldukça ileri bir düzeye çıktı. İnsanların avcılık ve göçebeliği bırakıp yerleşik düzene geçmesi de bu dönemde başladı. Birbirine yakın aileler topluca bir yerde oturarak köyleri meydana getirdi. Böylece tarihteki ilk köyler kuruldu.
Ayrıca insanlar tahıl üretimine de başlayıp, hayvanlar evcilleştirilip, insanlar tüketicilikten üretici duruma geçti. İlk defa ticaret de başladı. Neolitik Devrim, ilk olarak Orta Doğu, Önasya, Uzakdoğu gibi geniş ve düzenli akarsuların yaygın olduğu bölgelerde ortaya çıktı.